Ana içeriğe atla

Sakin Şehir Taraklı'ya Dair


tarakli 3

Türkiye’nin 8 sakin şehrinden biri olan Sakarya’nın Taraklı ilçesi, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor.  Sokakları tarih kokan Taraklı İlçesi, havaların ısınmasıyla birlikte hareketlenmeye başladı.
Dünya’nın bu sakin ve tarih rüzgarları esen ilçesini Belediye Başkanı Tacettin Özkaraman’la konuştum. 
Tacettin Bey sizi tanıyarak başlamak istiyorum söyleşimize. Nerelisiniz, nerede doğdunuz?
-‘Sakaryalıyım, Taraklı’ da doğdum.’
Siyasete nasıl atıldınız, daha önceden siyasete bir ilginiz var mıydı?
-‘Ben 14 yıl sınıf öğretmenliği ve 14 yılda halk eğitim merkezi müdürlüğü yaptım. Tabi ki Türkiye’de belli bir eğitim seviyesinde eğitim almış vatandaşların bilgilendiği kadar bir izleyici olarak siyasetle ilgileniyordum.
2004 yılında başkanlıkla ilgili bir teklif gelince ve bende Taraklı’da bir takım eksikleri, var olan potansiyelin değerlendirilmediğini görünce aday olmaya karar verdim. Tabi bunda hiçbir zaman siyaset falan düşünmedim çünkü yerel yöneticilik genel siyasetten biraz farklıdır. Onun için siyasal olarak da görmüyorum işin açıkçası bir hizmet aracı olarak görüyorum. Muhtarlığın biraz daha farklı versiyonu anlayacağınız.’

Sakarya’da önemli turizm merkezi olan bir ilçenin başkanısınız. Gerek tarihi evleri gerekse doğa güzellikleriyle yurtiçi ve yurt dışından turist çeken bir yer Taraklı. İlçenizin tarihini birde sizden duymak isteriz.
tarakli 1
Yunus Emre Camii - Taraklı
-‘Taraklı çok eski bir yerdir. Sakarya’nın hemen hemen en eski yerleşim yerlerinden bir tanesidir. M.Ö. 2000 yıllarına dayanan kalıntıları görmek mümkündür.
Ama Taraklının esas tarihiyle ilgili önemli özelliği; Osmanlığı Beyliği Dönemi’nde fethedilmiş olması ve bundan dolayı da Osmanlı Devleti kurulduğunda da kuruluş toprakları içerisinde olması. Bir diğer özelliği ise sivil mimari dokusunu ve geleneksel el sanatlarını, göreneksel üretimlerini koruyor olması.
Tabi birde önemli tarihsel özelliği, İstanbul 1399 yılında yani fethinden 54 yıl önce Bayezid Han döneminde kuşatıldığında Bizanslılar kuşatmanın kaldırılmasını istiyor, tabi önce padişah yanaşmıyor fakat Timur tehlikesi baş gösterdikçe Bizans’la anlaşma yapıyor kuşatmanın kaldırılması karşılığında taviz olarak İstanbul- Eminönü, Sirkeci, sur içinde bir toprak parçası veriliyor. Orada camisiyle, kadılık sistemiyle, medresesiyle bir Türk Mahallesi kuruluyor. Buraya Taraklı ve Yörük’ten insanlar yerleştiriliyor. Taraklılar İstanbul’un fethinden 54 yıl önce İstanbul’a yerleşen insanlardır.
Taraklının böyle ayrı açıdan da önemli bir özelliği var.’

‘Taraklı’ isminin bir hikâyesi var mı? Bu ismi nasıl almış?
– ‘ Bununla ilgili 2 tane rivayet var.
Birincisi Evliya Çelebi Seyahatnamesinde geçmişte Taraklıda tarak yapıldığından dolayı Taraklı adını aldığını söylüyor.
Ama Profesör Ercüment Konukman hocamızın yazdığı makaleye göre Taraklı bir Türk boyunun adıdır. O Türk boyu Taraklıya gelerek kendi boyunun adını buraya vermiş. Aynı boy Safranbolu’ya da yerleşmiş, Safranbolu’nun 1890 yılının sonuna kadar kullandığı adı ise Medine-i Taraklı Boyuymuş. Dolayısıyla Taraklının adının bir aşiret adı olma oranı daha yüksek olduğu söylenebilir.’
tarakli 2
Taraklı, Sakarya
Gördüğüm kadarıyla ilçenin neredeyse yarısı restorasyon ve onarım çalışması içinde bunlar hakkında kısa bilgiler verir misiniz?
-‘Taraklıda bizim ilk geldiğimiz zamanlar da 88 tesirli bina vardı şuan 110 binamız var. Bu tesirli binalar koruma altında ve bunlara ev sahipleri de pek bir şey yapamıyor çünkü restorasyon çok pahalı bir iş. Dolayısıyla biz 2004’ten itibaren ilk önce Kültür Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla bu evlerin bir kısmının restorasyon projesini hazırladık daha sonra değişik kaynaklar kullanarak restorasyon çalışmalarına başladık. Tabi bazı vatandaşlarda yine kendi imkanları ve devletin verdiği bir takım destekleri kullanarak restorasyon çalışmaları yaptılar. Bizim tarihi bir dokuyu yansıtan ada bazında tesirli olan Yunus Paşa ve Orhangazi Çarşısı’ndaki 55 dükkânı Tarihi Han’ı, Tarihi Fenerli Konağı’nı, Küçük Han’ı, Hacı Atıflar Hanı’nı belediye olarak restore ettik. Şuan restorasyon çalışmaları devam ediyor.’
UNESCO’ ya başvuru yapmışsınız ve kabul edilmiş sanırım. Bu süreç içindeki gelişmeleri ve sürecin nasıl işlediğini bizimle paylaşır mısınız?
-‘Aslında bu 2 ayrı konu, birbiriyle karıştırılıyor. UNESCO ayrı bir de Avrupa Birliği Seçkin Turistik Destinasyonu var. Biz Avrupa Birliği’nin başlattığı Avrupa Seçkin Turistik Destinasyonu Projesi’ne kabul edildik ve Türkiye’de beşinci olduk. Bizden sonra Gaziantep’te üye oldu. Edirne, Kars, Bingöl, Ankara-Altındağ, Taraklı beşinci ve bizden sonrada Gaziantep gastronomi konusunda dâhil olarak altıncı il oldu.
UNESCO’yla ilgili önce alan yönetimi projesi olması lazım şuan alan yönetimi projesi çalışmıyor. O proje bittikten sonra dosya hazırlanacak. Önce aday adaylığı listesi var tabi ondan sonra UNESCO’ya girmek için uzun bir süreç var. Çünkü Türkiye’de aday adaylığı listesine girip hala o listede bekleyen yerleşim yerleri var.’
Her şeyin yanı sıra ilçede bir termal tesiste yapılıyor. Bu termalin getirileri hakkında neler düşünüyorsunuz?
-‘Şuanda 2 tane termal tesis var. Taraklı da Roma dönemine dayanan bir yer vardı ama bugün ki vatandaşın talebine cevap verecek sağlıklı, hijyenik bir tesis değildi. Özel sektör önce su arama izni aldı su buldu daha sonra yatırımlar yapılarak 2 tesiste yaklaşık 7-8 bin yatak kapasitesine ulaştık.
Tesis Taraklıya değişik şekillerde yardımcı olacak mesela bunlardan bir tanesi İslam açısından faydası olacak ikincisi her ay 7-8 bin kişi ilave olarak Taraklıda kalacak ve 15 günde bir değişecek dolayısıyla bu da ticaretin canlanmasına, tarımsal ve hayvansal ürünlerin satılabilmesine fırsat olacak. Vatandaşlarda kendi mekânlarını değerlendirerek yöresel yemekler, kahvaltılar, organik ürünler satabilecekler. Bu nedenle Taraklı açısından önemli bir ekonomik katkı sağlayacağına inanıyoruz.’
‘Doğrusunu söylemek gerekirse başarılı bir başkansınız ve ilçenizi en iyi şekilde yönetmeye çalışıyorsunuz tebrik ederim. Değerli vaktinizden bize ayırdığınız süre için teşekkür ederiz.’

Yorumlar

En Çok Okunan Yazılar

Sen Duydun Mu Sustuklarımı?

“Çok şey vardı anlatılacak o yüzden sustum. Birini söylesem diğeri yarım kalacaktı. Sen duydun mu sustuklarımı?” -Oğuz Atay Güller sizin olsun dikenleriyle, ben papatya seviyorum bütün güzelliğiyle. İşte bu yüzden hayatın nehirleri, önümden akıp gitmiş hep coşkun bir şekilde. Kimi zaman geçip giden güzelliklere geç kalmışım, kimi zamanda teğet geçmiş beni. Dönüp baktığımda arkama, o güzellikler hep seninle. Dile getiremediklerim vardı çoğu zaman, benim sustuklarım senin duymadıkların. Oysa ki bağıra bağıra bakıyordum sana, sana sığınıyordum her anımda. Bırakmaman için ayaklarına kapanmış bir aciz gibi ve yahut kendini sevdirmek için bacaklarına dolanmış bir kedi gibi masum sevdim seni. İçimde öyle güzeldin ki dışa vurmaya korktum. Uzaktan seyrettim seni, aşklarını, acılarını… Güzel kavramının tanımı tam olarak sensin. Kahvenin ocakta kaynatıldığı zaman etrafa saçtığı koku, küçükken sobanın üzerine koyduğumuz mandalina kabuklarının kokusu, ilkbaharda açan ilk çiçek, kardan...

Kadın, Kadın Dediğiniz Nedir?

Dünya üzerinde kaç çeşit insan vardır? Cinsiyet olarak ayırırsak 2 çeşit insan vardır; erkek ve kadın. Sadece 2 çeşit.   Küresel cinsiyet eşitsizliği raporuna göre 144 ülke içinde kadın ve erkek eşitliğinin tam anlamıyla sağlanabildiği sadece 25 ülke vardır. Türkiye bu ülkeler arasında bilin bakalım kaçıncı sırada? Yok öyle düşündüğünüz gibi 25 ülke arasında değil. Bir düşünün her gün haberlerde en az bir kere kadın cinayeti, kadına şiddet ve tecavüz haberi izleyen bir ülke kaçıncı sırada olabilir ki? Evet, tam 130. Sırada. Ne kadar utanç verici değil mi? Tabi anlayana. Tüm dünyada kadın erkek eşitliğinin tam olarak sağlanabilmesi için tam 170 yıl gerekiyormuş. Koca bir asır ve yarım asırı biraz geçmiş bir zaman gerekiyor.   Kulaklarda hep bir çınlama hep bir şikayet hep bir öfke. Nüfusunun %50’sinin kadın olmasına rağmen her şeyi adam gibi yapmaya çalışan, feminizm deyince akla Süt Kardeşler filmindeki gulyabani, erkeklerden nefret eden bir kadın topluluğu ...

Para ve Paranın İnsan Üzerindeki Etkisi

Para, yüzyıllardan beridir insanlar arasında alışveriş aracı olarak kullanılmaktadır. İnsanoğlu ulaşamadığı her şeye para ile ulaşmayı başarmıştır. Yeryüzünde bulunan her insan için para gücün temsilcisidir.  Para kazanmak için çeşitli işlerde çalışılır, çeşitli projeler yapılır. Aslında bakıldığında çok net bir şekilde görülmektedir ki yapılan her işin karşılığında para beklenmektedir. Peki, insan hayatında bu kadar önemli kavram olan paranın insan üzerindeki etkisi nedir? Bir kişi “Paranın insan üzerindeki etkisi nedir?” Sorusuyla karşılaştığında o an çok samimi cevaplar veremeyecektir. İnsanlar paranın etkisi altında olduğunu söylemekten her zaman kaçınmışlar ve bunu kendilerine dahi itiraf edememişlerdir. Aslına bakıldığında paranın insan üzerinde olumlu ve olumsuz etkileri vardır.  Para insan hayatının vazgeçilmez bir odak taşı haline gelmiştir. Varlığı her ne kadar sorun yaratsa da yokluğu daha büyük sorunlara yol açmaktadır. Bireylerin maddi ve manevi g...