Dünya üzerinde kaç çeşit insan vardır? Cinsiyet
olarak ayırırsak 2 çeşit insan vardır; erkek ve kadın. Sadece 2 çeşit.
Küresel cinsiyet eşitsizliği raporuna göre 144 ülke
içinde kadın ve erkek eşitliğinin tam anlamıyla sağlanabildiği sadece 25 ülke
vardır. Türkiye bu ülkeler arasında bilin bakalım kaçıncı sırada? Yok öyle
düşündüğünüz gibi 25 ülke arasında değil. Bir düşünün her gün haberlerde en az
bir kere kadın cinayeti, kadına şiddet ve tecavüz haberi izleyen bir ülke
kaçıncı sırada olabilir ki? Evet, tam 130. Sırada. Ne kadar utanç verici değil
mi? Tabi anlayana.
Tüm dünyada kadın erkek eşitliğinin tam olarak
sağlanabilmesi için tam 170 yıl gerekiyormuş. Koca bir asır ve yarım asırı
biraz geçmiş bir zaman gerekiyor.
Kulaklarda hep bir çınlama hep bir şikayet hep bir
öfke. Nüfusunun %50’sinin kadın olmasına rağmen her şeyi adam gibi yapmaya
çalışan, feminizm deyince akla Süt Kardeşler filmindeki gulyabani, erkeklerden
nefret eden bir kadın topluluğu ve çıplak eylem yapan kadınlar gelen, ahlaktan
çok ahlakçılığı ilke edinmiş ve bunu da kadına endekslemiş bu güzel diyarlar
için çokta şaşırtıcı bir sonuç değil aslında.
Topluma baktığımızda zaten erkekler kadınları
anlamıyor! Hiçbir zamanda anlamayacaklar! Bu da yetmezmiş gibi kadınları anlama
kılavuzu diye kitaplar yazar çizerler, kadınlar anlaşılması zor varlıklar
derler.
Mesela; doğar doğmaz “evinin kadını olacaksın”
prangasının nasıl yara yaptığını anlamıyorlar. Kız arkadaşlarıyla kahkahayla
gülerken muhabbetin tam orta yerine eden o pis bakışların altında kalmanın ne iğrenç bir şey olduğunu da anlamayacaklar aslında. Bir ortamda rahat etmek için
antivirüs misali kadın bedenine erkek kimliği yüklemek zorunda olmanın nasıl
bir his olduğunu anlamaları imkansız.
Bundan tam 25 bin yıl önce bereketin, verimliliğin
ve yaratıcılığın tanrıçasıyken günümüzün şeytanına, afiştesine, kevaşesine,
kaşarına dönüşmenin derin acısını, bak bunu hiç anlamayacaklar.
Bedeninin her bir parçasında herkesin söz hakkı
olmasının nasıl hissettirdiğine dair en ufak bir fikirleri hiç yok, olmayacak,
anlamayacaklar. Çünkü kadınlar zor! Onları anlamak zor çünkü onlar başka
gezegenden.
Gece eve dönerken çantadaki biber gazına dokunarak,
onun varlığıyla güç bulmanın ne demek olduğunu anlamalarına imkan yok. Tüm bu
zorluklara, çizilen engellere rağmen kadın başına, elinin hamuruyla akılların
almayacağı başarılara nasıl imza atıldığını tam anlamıyla anlamaları zaten hiç
mümkün değil.
Kadınları
hiçbir zaman anlamayacaklar çünkü kimse bu bedenin içinde yaşamıyor!
Kadınların eğitim haklarının elinden alınmadığı,
çocukluklarını beyaz gelinlik giyerek unutmadıkları, değer görmek için illa
birinin karısı, bacısı, anasını olmaya ihtiyaç duymadıkları, bedenlerinin hem
sermaye hemde namus sayılmadığı, erkeklerin şiddetinden hemcinslerinin
gıybetinden yılmadıkları, erkeklerin savaşlarında ölmedikleri, yaşamak için bir
erkeğe ihtiyacı olmadığı o güzel yeni Türkiye’ye ve 2189’a selam olsun.
Kadın okumaz, kadın çalışmaz, kadın yapamaz, kadın, kadın, kadın…
Dünya’da sadece 2 çeşit insan varken bu kadar
eşitsizlik nasıl oluyor da bu denli çözülmesi zor bir kaos haline geliyor. Bir
türün diğer tür üzerinde bu denli söz sahibi olma istediği ne kadar sağlıklı ve
ne kadar doğru?
Her şeyden önce kadınında erkek bireyler gibi bir
insan olduğunu unutuyor musunuz?
Kadın okumaz, kadın çalışmaz, kadın yapamaz, kadın,
kadın, kadın…
Kadının erkekten neyi eksik ki okumasın, çalışmasın
veya yapmasın?
Fiziki güç olarak erkeklerin kadınlara göre
üstünlüğü fazladır. Fakat kanun ve
adalet önünde kadın ve erkek tam anlamıyla eşittir. Kadın okumasın diyenler
karısını hastaneye götürdüklerinde “karıma
kadın doktor baksın” demeyi biliyor. E, bu kadınlar okumayacaksa senin karına
kadın doktor nasıl baksın?
Miras paylaşımında dahil erkek ve kız çocuklarına
ayrımcılık yapan baba, yaşlandığında neden kızının kapısına gidiyorsun, oğlun
baksın ya sana?
Kadın ve erkek eşitliliğini sağlamak önce aileden
başlar. Erkek çocuklarını poh
pohlayıpta, kız çocuklarını ezen bir toplumda ne hak yerini bulur ne eşitlik
tam olur. Kızlarımıza tecavüze uğramamaları için bir şeyler anlatmaya çalışıp,
giyimine kuşamına kısıtlama getirene kadar, oğullarımıza tecavüz etmemeyi,
kadınlarla birlikte bu toplumda yaşamayı öğretirsek, ne tecavüz olayları olur
ne de kadınlar dışarı çıktıklarında başına bir bela gelecek diye korkudan
titreyerek evine gitmezler.
Bir kadının başına gelebilecek bir bela erkektir.
Tecavüz eden erkektir, rahatsız eden erkektir, köşeye sıkıştıran erkektir,
tedirginlik duygusunu yaratan yine erkektir.
Sadece ön tarafta bir çıkıntının
olması ne kimseyi erkek yapar ne de kadınlara tecavüz etme hakkı tanır.
Çocuklarınıza nezaket duygusunu, alçak gönüllüğü,
gönül almanın kötü bir şey olmadığını öğretmelisiniz. Çünkü ilerde ki toplumu
oluşturacak olan çocuklarımızdır.
Toplumda nezaket ve ahlak olduğu zaman eşitlik sağlanmış olacak kadınlar
ve erkekler bir arada huzurlu bir
şekilde yaşamayı öğrenecektir.
Yorumlar
Yorum Gönder